Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı’nın açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Müslümanlar ancak kardeştir. Mesafelerin bizi birbirinden koparmasına asla izin veremeyiz. Son zamanda yaşanan hadiselerin aramıza yeni bariyerler ördüğü bir gerçektir. Hafta sonu Körfez turuna çıkışımızın sebebi işte oradaki bariyerler sebebiyle. 3 kardeş ülke… Biz bu hallere neden düştük. Bunlar bizi üzüyor” dedi.

“MESCİD-İ AKSA’NIN ONURUNUN KORUNMASI TÜM İSLAM ALEMİNİN GÖREVİDİR”
Çözüm yollarına gitmeyip etrafımıza birilerini alarak her hangi bir kardeşimizi köşeye sıkıştırmak bize yakışan bir şey değil. Bizim her zamankinden daha fazla kardeşliğe ihtiyacım var. İslan dünyasının çatışmalarla gündemde olması çok acı. İşte Suriye, işte Irak, ölen kim Müslüman, öldüren kim müsveddeler… Suriye’de ve Irak’ta şehirler enkaz yığını haline geldi. Barışın simgesi Kudüs saldırılar karşısında direnyeme, ayakta kalmaya çalışıyor. Müslümanların güçsüzlüğünden parçalanmışlığından cesaret alan İsrail yönetimi her gün yeni bir uygulama ile Kudüs’ü tahribe yöneliyor. Hiç kimse bizden bıkkınlık derecesinde bu iki yüzlülüklere sessiz kalmamızı bekleyemez. İlk kıblemiz Mescidi Aksa’nın onurunun korunması tüm İslam aleminin görevidir. Bölgedeki tüm inanç mensuplarının huzurunu arzu ediyoruz. İstanbul’umuzda Sinagoglar, Havra’lar var… İbadethaneleri ve Musevileri biz güvence altına almamız lazım. Bu güvenceyi sağladılar.

“LİVRİN İLE GÖRÜŞTÜM VE DEDİM Kİ…”
İsrail’in geri adım atması memnun edicidir ama yeterli değildir. Cuma günü gelen Müslümanlara o kapıların kapanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Mescidi Aksa tüm dünya Müslümanların geldiği bir mabeddir. İsrail, Kudüs ile ilgili yerleşik teamüllere saygılı davranmalıdır. Livrin ile görüştüm ve arzumuzu, düşüncemizi paylaştım. Dedim ki: Sizler de artık bir Cumhurbaşkanı olarak bu konuda ağırlığınızı koymalısınız. Nitekim bu görüşmeler olumlu netice çıkarmış olacak ki bu metal dedektörleri kaldıran kararı Meclislerinde aldılar. İsrail yönetimine hatırlatmakta fayda var. Kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokacak politakalardan sakınmak gerekiyor.

Doğru tedavinin yolu teşhisin doğru konmasından geçer. Son birkaç asırdır kitaptan kütüphaneden daha fazla uzak düşüyoruz. İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55’inin okuma yazma bilmemesi gerçeği içimizi acıtıyor.

EN BÜYÜK GÖREV ÜNİVERSİTELERİMİZE DÜŞÜYOR
Soran, sorgulayan bir nesil yetiştirmekte gereken başarıyı gösteremediğimizde, ortaya geçici heveslerin peşinde koşan bir nesil çıkıyor. Bu bakımdan en büyük görev üniversitelerimize düşüyor.

Üniversitelerimiz arasında tecrübe paylaşımını ve öğrenci hareketliliğini artırmamız gerekiyor. YÖK Başkanımızdan ‘Mevlana’ programını ‘Erasmus’ benzeri bir program haline dönüştürmesini rica ediyorum. Değişim programının sadece bununla sınırlı kalmaması ve ortak diploma programlarının da devreye alınması şarttır. Hala YÖK’ün 250’ye aşkın ortak diploma programı bulunuyor. YÖK Başkanımızdan ricam, en az 15 üniversitemizin, lisans, yüksek lisans ve doktorada ortak diploma çalışmasını başlatmasıdır.

YÖK’E YARDIMCI DOÇENTLİK ÇAĞRISI

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya, bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bizim hocalara ihtiyacımız var.

En parlak beyinlerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz giderek artan oranda Batı’ya yöneliyor.

“HOCA KILIKLI ŞARLATAN”

Hoca kılıklı şarlatanın peşine takılan insan müsvettelerinin neler yapabileceğine 15 Temmuz’da şahit olduk. Onun peşinde de profesörler var, doçentler var. O bize diyor, şah damarımızdan daha yakındır. Bunu diyen ilmiye sınıfından.