Hafız Rıza Çöllüoğlu, değerli bir büyüğümüz. Muradiye Vakfının kurucularından olan Hocaefendi, zahiri ilimleri değişik Hocaefendilerden okumuş. Sami Ramazanoğlu hazretlerine intisap etmiş. Hocamıza sıhhat, afiyetler dileriz.
Hafız Rıza Çöllüoğlu, Üstad Bediüzzaman Said Nursi ile görüşmesini ve Nur hareketinin Türk toplumu üzerindeki etkilerini şöyle anlatıyor: “Yuva hatibi Mehmet Ali Bilgin Hocaefendi ile birlikte Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini Emirdağ‘da ziyaret ettik.
Odasında yatmak için bir ranzası vardı. Eğe tahtasından bir masa, üstünde bir Kur’an’ı Kerim bulunuyordu. Karşısında da bir portakal sandığı vardı. Kim gelirse oraya oturacaktı. Odada bir ibrik, bir de leğeni vardı.
Ben bir rüya görmüştüm. Peygamberimiz yüksekçe bir yerde oturuyordu. Bediüzzaman önde, onun arkasında Yuva hatibi Mehmet Ali Bilgin Hoca boyunları bükük ayakta duruyorlardı. Ben halimi Peygamberimize arz etmekte iken, Sevgili Peygamberimiz bana Bediüzzaman’ı işaret ederek; “Benim yeryüzünde vekilim budur, ona müracaat et.” dedi. Bu sözleri ile Üstad Bediüzzaman’ı işaret ediyordu. Ben bu rüyamı anlatınca Üstad Bediüzzaman çok heyecanlandı. Ayağa kalktı, ağladı ve “Ben o değilim, Risale-i Nur’un manevi şahsiyetidir” dedi. Beni kucakladı, alnımdan öptü ve “seni kardeşliğe kabul ediyorum” dedi.
Said’i Nursi’yi çok severim. Fakat hizmet edemedim. Çok kitaplarını okudum ve dini hizmet mesleğinde onun kitaplarından çok yararlandım.
Bir gün rüyamda berrak bir suyu akar gördüm. “Bu su nereye gidiyor?” dedim. “Bediüzzaman’a gidiyor” dediler. Bediüzzaman büyük insandı. Saygıdeğer bir insandı. O her zaman bir ışıktır. Alabilirsen bir şeyler al.
Kaynak: http://www.seyhalisemerkandi.com/?Bid=321618