Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden London School of Economics’te (LSE) düzenlenen konferansa konuştu. Gannuşi, ülkesindeki devrim sonrası süreç, partisi Nahda’nın değişimi, İslam, demokrasi ve Türkiye’de yapılan referanduma ilişkin görüşlerini açıkladı ve sorulara yanıt verdi.
İSLAM’ın farklı birçok yorumlanış şekli olabileceğine ve demokrasiyle uyumlu olduğuna sıkça vurgu yapan Gannuşi, şöyle konuştu:
“Aynı anda hem Müslüman hem Arap hem de demokrat olmak mümkün. Arap halklarını, terör örgütü DEAŞ ile diktatör yöneticiler arasında bir seçime zorlamak yanlış. Biz aşırılığın her türlüsüne karşıyız. Partimizin ve hareketimizin asıl amacı da İslam’ın demokrasiye ters düşmediğini kanıtlamak. DEAŞ terör örgütü ‘demokrasi haram’ diyor ancak biz helal olduğunu söylüyoruz.”
PARLAMENTER SİSTEMİ KABUL EDİYORUZ
Gannuşi, bir katılımcının sorusu üzerine, Türkiye’de yapılan referandumda ‘Evet’ çıkmasını da değerlendirdi. Bu yönetim sistemi değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaşan Gannuşi, “Türkiye bağımsız bir devlet ve kendi modelini benimsemekte sonuna kadar özgür. Türklerin kendilerine özgü bir İslam algısı ve kendi toplumsal gerçeklikleri var. Biz sadece onların deneyimlerinden faydalanabiliriz. Türkiye’nin olumlu deneyimlerinden istifade edebiliriz ancak biz Tunus’ta parlamenter sistemi tercih ediyoruz” diye konuştu.
Raşid el-Gannuşi, anayasa değişikliği halk oylamasının sonuçlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayarak tebrik eden ilk liderlerden biri olmuştu.