Yeni Asya gazetesi bir “DUYURU” neşretmiş.
Bu duyuruda Yeni Asya’nın FETÖ terör örgütü lideri “Fetullah Gülen ile 40 yılı aşkın süreçte mesafesini hep koruduğunu” iddia ettikten sonra, sözü 1996 da Bediüzzaman’ın talebelerinin neşrettiği bir mektub’a getirip, olmayan aklınca Hüsnü Ağabeyi o mektuptaki imzası üzerinden itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Şunu hemen söylemeliyim 1996 da neşredilen o mektup, o günün şartlarında yine Fetullah Gülen’i kullanarak İslam’a saldıranlara verilen bir cevaptı.
Ayrıca Akit tv.nin provokasyon yaptığı iftirasını diğer iftiraları yaptıkları gibi çok rahat ve pişkin bir şekilde tekrarlıyor.
Son olarakta Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyi ”İslam ahlakından uzak” ve ”Üstadın son yolculuğunda şoförlüğünü yapmış bir insan” diye tanıtarak değer cellatlığı yapma gayretine girmiş.
Haaa birde bir lütufta bulunuyor ve Hüsnü ağabeyi mahkemeye vermiyorlarmış..!
Ama nafile… Güneşi, matbaalarında terör örgütleri ve pornografik dergileri bastıklarında ellerine bulaşan o iğrenç ve mülevves mürekkeplerle sıvayamazlar
Şu husus herkes tarafından bilinmelidir ki Yeni Asya’yı ve onu yöneten komitayı en iyi bilenlerden biriyim. Zira o mevkutenin sahibi ile çok özelim var.
Son defa diyorum, çünkü tabanı kalmamış bir yapı, sağa-sola saldırarak insanların ona cevap vermesini ve bu sayede tanınıp taban oluşturma gayretinin farkındayım.
1- 40 sene Fetö’ye mesafeli durdukları doğrudur. Fakat neden mesafeli durduklarını açıklamıyorlar. Aynı teşkilatın kullandığı 2 ayrı yapı aralarındaki üstünlük savaşında Fetullah Gülen, belki de iyi eğitilmiş olmasının ve sahnede kullandığı argümanları Demirel ile sınırlı tutmayıp birçok isim ile besleyerek hatta yurt dışında birçok ülkede sahne almasının sonucu olarak rakibini geçmiş ve uluslararası bir örgüt haline gelmiştir. Bunun sonucu olarak Yeni Asya cemaati, kendi Abilerinin onlara verdiği taktik ve derslerle Fetullah’ı kendilerine her zaman rakip görmüş ve mesafesini, rekabet seviyesine göre muhafaza etmiştir. Vakta ki FETÖ yapısı deşifre oldu, bu sefer onunla aynı kaynaktan beslenen Yeni Asya devreye girerek milleti vaktiyle FETÖ’nün yaptığı gibi Risale-i Nurları kullanarak zehirlemeye hız ve kuvvet vermiştir.
Daha önce Fetullah Gülen’e düşman olan, onu “hain” ve “dış güçlerin kontrolünde” diye tarif edenler maalesef şimdi onun rolünü hırsızlıyorlar. Onu savunuyor ona bir söz söyletmiyorlar. Vatan hainliği konusunda kör, risaleleri tahrip ve tahrif etmesi noktasında ise cehl-i mürekkep içine düştüler. Acaba bütün bunların karşılığında Fetö terör örgütü bunlara nasıl bir ianede bulunmaktadır? Yani Allah’ın ayetlerini acaba kaça satıyorlar açıkçası merak etmekteyim.
2- Biz Nur talebeleri, yüce kitabımız Kur’an ve onun hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nurdan öğrendiğimiz “innemel mu’minine ihvetun” ferman-ı azimi, bütün müminlerin kardeş olduğunun ifadesidir. Yani İslam ve Müslümanların derdi ile dertlenmiş, İslam’ı yaşayan ve yaşamasını teşvik eden bir gurup, bir cemaat yada herhangi bir kuruluşa biz kardeş nazarı ile bakmamız gerekmiyor mu? Dolayısı ile Akit tv.nin, nur mesleğinin dışında olması İslam’ın emri olan ittihad manasının dışına mı itilmeli? Yada ittihad kiminle yapılmalı bunun kıstaslarını Yeni Asya’mı belirliyor? O sebepten mi dünyada bütün nurcular hatta bütün ümmet bir tarafta, Yeni Asyacılar karşı tarafta ve İslam düşmanları ile aynı safta oluyorlar?
3- Nurcu oldukları kendilerinden menkul olan bu güruh madem nurcu olduklarını iddia ediyorlar bari 20 ve 21. Lem’ayı hiç mi okumuyorlar?
4- Bırakın Nurculuğu önce Müslüman olmak gerekmiyor mu? Allah’ın emrini yerine getirmeyen günahkar olur, peki inkar eden pişkin müfterilerin bu hamakat itirafları değilse nedir?
Bakın Nisa suresi 59. ayet-i kerime sarihtir: Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha, Peygambere ve aranızdan kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara itaat edin ve herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allaha ve Peygambere götürün, eğer Allaha ve Ahiret Gününe (gerçekten) inanıyorsanız. Bu (sizin için) en hayırlısıdır ve sonuç olarak da en iyisidir.)
Namaz kılan, Kur’an okuyan, ibadetini aksatmayan, hac ve umreye giden ve İslam dini için cehd eden ve Türkiye’nin yarısından fazlasının reyi ile seçilmiş, bizden, yerli ve milli bir yöneticimiz var bunu inkâr ediyorlar. Bediüzzaman hazretlerinin en büyük hayallerinden birini bu hükümet ve başındakiler gerçekleştirmişken, 14 senedir dinimize yapılan bu büyük hizmetler göz önünde iken, din ile alay eden, Müslümanları küçümseyen, Üstadımıza hakaret eden din düşmanları ile aynı safta olmak nasıl bir ruh haletinin sonucudur acaba? Yada karşılığında ne alınmıştır, bütün bir ümmeti karşılarına almaya değecek ne aldılar? Bütün bunları bir tarafa bırakalım, yine savunduğumuz ve iddiasını yaptığımız dinimiz bize emaneti ehline vermeyi emretmiyor mu? Yaşı yetenler eğer hain değillerse hiç mi düşünmezler? Hiç mi akıl etmezler?
Bu ülkede 90 yıldır hayalini bile kuramadığımız fütuhat ve terakkıyatı bu hükümet ve Ak Parti sayesinde görmedik mi?
Eğer Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye, Müslümanlara ve bütün İslam alemine kazandırdıklarını Demirel yapsaydı ona secde edeceklerdi secde… Ama bu İslam kahramanına kardeş olamıyorlar; bu da nasib meselesi elbette…
5- Son olarak Hüsnü Bayramoğlu ile ilgili 2-3 cümle söyleyeceğim.
Bu ahmaklar eğer Risale-i nur okusalardı Hüsnü Bayramoğlu’nun kim olduğunu tabi ki bileceklerdi. Ama sadece bu hadise bile yani Hüsnü Ağabeyi tanımamaları bile, Risale-i nur okumadıklarını dolayısı ile Nurcu olmadıklarını ayan-beyan ortaya koyuyor.
Bakın Bediüzzaman ne diyor;
Bugün dört fedakâr hizmetimde bulunan manevî evlâdlarımla bir seyahat ettiğim zaman, imandaki Cennet çekirdeğinin bir zerreciği kat’iyyen ruhuma ihtar edildi.
Emirdağ Lahikası-2 ( 212 ) Üstadımızın “hizmetinde olan 4 manevi evladım” dediği Zübeyir Gündüzalp, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel ve Hüsnü Bayramoğlu’dur. Tabi bu Yeni Asyacılar lahika okumadıkları için bunları bilmezler. Risale-i Nur külliyatında 4 ana kitap İman kurtarır, fakat lahikalar istikamet verir, nurculuk manevi havuzunu gösterir, kılavuz olur.
Bakınız Hüsnü Bayram Ağabeyin, Üstada ve diğer nur talebelerine yazdığı çokça mektup bizzat Üstad Bediüzzaman tarafından Risale-i Nur külliyatına derc edilmiştir. Herkesin cep telefonunda külliyat vardır, açın telefonunuzu “Hüsnü” yazın, bakın kaç yerde karşınıza çıkacak.
Elbette Bediüzzaman’ın şoförlüğünü yapmak en büyük şereftir. Fakat o ahmak kafalılar bilsin ki Bediüzzaman’ın yanında fasılasız tam 11 sene kalmış ve üstadımızın “manevi evladım” iltifatına mazhar olmuş Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyimiz, onların mülevves ağzından çıkan ifrazat ile kirlenmeyecek kadar ali bir makamdadır.
SAADET VE MUHABBETLE KALINIZ.
—
Abdurrahman İraz
Genel Yayın Yönetmeni